29 Eylül 2014 Pazartesi

''SEN'' Darbesinde...

Yeni bir sayfaya yazı yazar gibi,yeni kalemini ilk defa kullanır gibi,bir kadının alışveriş tutkusu gibi,küçük bir çocuğun annen mi baban mı sorusundaki çağresizliği gibi ve düştüğüm ateşin külü kadar sana dair her şey,bu aralar.
Üstünü sürekli kapamaya çalıştığım bir yangın,silmeye çalıştıkça altını çizdiğim bir şeye dönüştün içimde.Adını ne koysam olmuyor,uymuyor işte.
Ben seni sevmiyorum aslında hatırlamadığım bir şeyi sevemem çünkü.
Gözlerinin rengini bile unuttum artık,sesini,kokunu...
Çocukluğumu da hatırlamıyorum,seni de hatırlamıyorum,benliğimde en derinde yatan eskimiş bir kaç şarkı sözüsün artık,kaybettiğim masumiyetim,cesaret edemediğim sözlerim,asla geriye döndüremeyeceğim zaman...Ne kadar karalasam da izi kalıyor bir şekilde.Ne kadar çizersen üstünü o kadar yıpranır o sayfa o yıprandıkça seni de yıpratır.
Gün yüzüm,güneşim,gündüzüm,gecem,aydınlığım,karanlığım,unutup unutup tekrar hatırladığım..
Sen bu bedende unutuldun ama asla bir çöp olamadın.
Ne yazık ki kalbim girişinin olduğu çıkışının olmadığı bir darbede şu sıralar.
''Sen'' darbesinde ''Aşk Çıkmazı'' derdinde.